Şımarık ve güzel prenses Alize ile görgü kurallarından habersiz, kaba saba ama bir o kadar yakışıklı tamirci Serkan’ın aşkına şahit olmaya hazır mısınız?

“Dünya Dönüyor: Ama Benim Etrafımda!”
Bunu söyleyen, bu hikâyenin baş kahramanı… Adı Alize, yirmi iki yaşında, su gibi güzel bir kız… Çok bencilmiş diyorsunuz değil mi? Aslında pek değil. Hiçbirimiz doğduğumuz halimizle kalmıyoruz; su damlalarının koskoca kayaları aşındırıp şekillendirmesi gibi, hayatta başımıza gelenler de bizi şekillendiriyor.

Alize dünyaya geldiği gün, annesi vefat etmiş. Babası Nurettin üzülmesin diye açıkça dillendiremese de Alize derinde kendini suçlu hissediyor. Buna Nurettin’in o mutlu olsun diye verdiği tavizler de eklenince ortaya agresif, bencil ve esasen kendisiyle kavgalı bir karakter çıkıyor. Nurettin Alize’yi mutlu etmek için tavizler veriyor demiştik… Fakat kızının bir tamirciye çarpıp kaçması Nurettin için bir kırılma, adeta bir uyanma anı oluyor. Yaşken eğemediği fidanını çok geç olmadan eğitmeye karar veriyor. İlk hedefi, Alize’ye başkalarının kararlarına ve isteklerine saygı duymayı öğretmek… Bunun için de yıllarca sevdiği ama Alize üzülmesin diye evlilik yolunda adım atamadığı Sinem’e evlenme teklif ediyor. Fakat Alize babasının Sinem’e evlenme teklif edeceğini kendisinden değil de odasında bulduğu tek taş yüzükten öğrenince kıyamet kopuyor!

Kararlı, inatçı bir adam olan Nurettin evlilik konusunda geri adım atmıyor; zaten nasıl atsın ki, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanan Alize’ye bir taviz daha mı versin? İnatçılık konusunda babasından geri kalmayan Alize ise babasının hamlesine, aynı hamle ile karşılık veriyor… Yani babasının evlenmesini asla kabul etmeyeceğini düşündüğü bir adamla evlenerek…